Galiba yaz mevsiminin getirdiği bir tabu; sahil ve kıyı kesimlerde tatil yapmak. Tatil deyince, senelerdir neden hep aklımıza deniz, kum, güneş üçlüsü geliyor?
Hâlbuki son yıllarda keşfedilen ve her geçen yıl daha çok ziyaretçiyi çeken Karadeniz, özellikle Yayla Turizmi ile bambaşka tatil deneyimleri yaşamak isteyenler için değerlendirilmesi gereken ilk alternatif olmalıdır.
Yayla Turizmi
Yayla, Karadeniz insanı için bunaltıcı yaz sıcaklarından kaçabileceği ilk yer. Yemyeşil yaylaları, henüz tepesinden karı eksilmemiş dağları, cana can katan buz gibi dereleri ve ilk gidenleri çarpıp sersemletecek kadar bol oksijenli havasıyla tüm yılın yorgunluğunu atabileceğiniz gerçek bir doğa harikasıdır.
Bal’ı hala dilden dile dolaşan ve birçok hastalığın şifası kabul edilen Ayder Yaylası bilinen en güzel bölgelerinden biridir. Burada, özellikle butik otel tarzı konaklama imkanı sunan tesisleri ile, ziyaretçilerine doğayla iç içe bir tatil deneyimi yaşama imkanı sunar. Düzenlenen günübirlik gezileri ile göz alabildiğine yeşil bir cennet parçasıdır.
Arkadaşlarınız hala Çeşme’de, Kuşadası’nda gün ortasında nefeslenecek bir gölge ararken, siz neredeyse güneşi hissetmezsiniz bile. Bu sayede, yazın nefes kesen nem ve sıcaklıktan çok uzak, adeta “Neden daha evvel ben buralara gelmemişim?” dedirten bir tatil imkânı sunar.
Sahilleri Bildiğiniz Gibi Değil
Malum batı ve güney kesimlerde tatilcilerin hücumuna uğrayan sahiller her zaman kalabalıktır. Ama Karadeniz sahilleri onlara nazaran daha nezih ve aslında daha gösterişlidir. Karadeniz’in hırçın dalgaları elbette durdurak bilmiyor, ama öyle yerleri var ki, sabahtan karşısına geçip, akşam güneş batana kadar izlemek isteyeceğiniz kadar güzel.
Mesela, Bartın. Ülkenin en az nüfuslu yerleşim yerlerinden biri olan Bartın, aslında ülkenin keşfedilmeyi bekleyen en güzel turistik bölgelerinden de biri aynı zamanda. Kalesi, kumsalı, denize sıfır restoranlarında denizden çıkar ye diyebileceğiniz kadar taze ve enfes deniz ürünleri ile Bartın, tam bir Karadeniz efsanesi.
O kadar büyüleyici bir doğa uyumu var ki, neredeyse yürüyüş mesafelerinde gün içerisinde sahilin kızgın kumunu, akşamüzeri milli parkları ve yürüyüş alanlarını sevdiklerinizle gezip gönlünüzce eğlenebilirsiniz. Göreceksiniz ki, tabiat ana Bartın’a çok cömert davranmıştır. Ve sizi bir defasında bu güzelliğiyle cezp ettiğinde, sonraki tatil planlarınıza mutlaka dâhil olacağına garanti ederiz.
Tatil Sadece Yayla ya da Sahilde Değil
Tarihi mekânlara meraklı, mağaza ve şelaleleri sevenler içinde oldukça fazla seçenek barındırıyor Karadeniz. Zonguldak, Ordu ve Rize’nin yanı sıra Trabzon’un dillere destan Sümela Manastırı, tamda bu tip tatil meraklıları için adeta bir hazine. Özellikle tur şirketlerinin düzenlediği organizasyonlar aracılığı ile, hem konaklama derdi yaşamadan hem de bu eşsiz güzellikleri gün boyu keşfedebileceğiniz fırsatlar yakalamış olacaksınız.
Yanınıza mutlaka bir fotoğraf makinesi alın. Zira hafızanıza kazınan bu yerleri arkadaşlarınıza anlatmak istediğinizde, her ayrıntısını anlatamayabilirsiniz. Onlara bu yerlerin resimlerini gösterdiğinizde, bir sonraki gezinizde onlarında size eşlik edeceğini bir düşünün. Çünkü insanlar her ne kadar resimlerde görseler de, bunları bizzat yaşamış insanların deneyimlerini dinlediklerinde ansızın karar değiştirebilirler.
Vadilerden, geçitlerden, ova ve yaylalardan geçtiğinizde, öncesinde o topraklarda yaşamış medeniyetlerin neden o bölgeye bu kadar değer verdiğini daha iyi anlayacaksınız.